Bazı kritik teknolojilerin daha ulaşılabilir olması kullanımlarının yaygınlaşmasına neden olmuştur. Bu gerçeklik, savaş alanının sadece bugüne değil, yakın geleceğine de damgasını vurmuştur.
İlk akla gelen örnekler, 100 dolardan ucuz bir drone’dan atılan mühimmatla milyonlarca dolar değerindeki tankların denklemden çıkarılabileceği, son derece kolay insansız kamikaze platformlarıyla bir donanmanın en kritik gemilerinin denklemden çıkarılabileceğidir. .
STRATEJİK TESİSLER DE ‘ÖNCELİ HEDEF’
Sadece bunlar da değil… Tehdit unsuru özellikle askeri açıdan ele alınsa da, son yıllarda yaşanan bazı olaylar, sivil ancak stratejik değeri yüksek hedeflerin terör unsurları tarafından kolaylıkla hedef alınabileceğini ortaya çıkardı.
Bu noktada akla gelen ilk örneklerden biri dünyanın en değerli enerji şirketlerinden biri olan Saudi Aramco’ya yapılan saldırılar oldu. İHA’larla düzenlenen saldırı, Suudi Arabistan’ın petrol üretiminde günde yaklaşık 5,7 milyon varil kaybına neden olurken, petrol fiyatlarının da yüzde 20 artmasına neden oldu.
ASİMETRİK SAVAŞ SU ALTINDA HAREKET EDER
Her ne kadar bu aralar dronelar, kamikaze insansız hava araçları ya da kamikaze insansız deniz araçları öne çıksa da arka planda mutlaka dikkate alınması gereken unsurlardan biri de dalgıç teröristler…
Su altındaki tehlikeleri tespit edebilmek başlı başına güçlü bir süreçtir. Buna çok sınırlı bir sürede ‘müdahale etme’ zorunluluğu da eklenince durum daha da karmaşıklaşıyor.
Bugün donanma bakımından dünyanın bir numarası sayılan ABD’nin bile Basra Körfezi başta olmak üzere bazı bölgelerde ne tür zorluklar yaşadığı biliniyor. Buna son dönemde Rusya’nın Karadeniz’in en güvenli limanları olarak gördüğü limanlara yönelik saldırıları veya Avrupa için hayati önem taşıyan doğalgaz boru hatlarına yönelik sabotajları da eklediğinizde tablo daha da netleşiyor.
Türkiye BU TEHDİTE ARAS-2023 İLE CEVAP VERDİ
Dalgıç olarak yetiştirdiğiniz bir terörist, çok kolay bir patlayıcıyla en değerli savaş geminizi oyundan çıkarabileceği gibi, limanlardaki stratejik noktalarınızı da hedef alabilir.
Bu noktada dalgıç tespit sonarları, Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili, nükleer santral projesini tamamlamış, Karadeniz kıyısında çok büyük bir doğalgaz depolama merkezi kurmuş ve çok büyük yatırımlara sahip bir ülke için büyük anlam taşıyor. Ülkenin her yerinde büyük barajlar var.
Elbette dünyada dalgıç terörü tehdidine karşı da çalışmalar var. Ancak böyle bir sistemi yapabilen ülke sayısı bir elin parmakları kadardır. Türkiye dünyada bu teknolojiye sahip birkaç ülkeden biri.
ARMELSAN tarafından, Milli Savunma Bakanlığı ihtiyaçları doğrultusunda Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda geliştirilen Aras-2023 Dalgıç Tespit Sonarı, kapalı/açık devre solunum sistemli dalgıçları ve su altından gelen dalgıç taşıma araçlarını tespit edebiliyor.
FARKLI SONARIN İLK ADIMI OLACAK
Aras-2023, 1 kilometre mesafeden tehditleri otomatik olarak tespit ediyor. Bu sistem dalgıcın yüzünü dikkate alarak kullanıcıya yaklaşık yarım saat müdahale süresi sağlamaktadır.
Yerli/milli kaynaklarla üretilen Aras-2023 dalgıç tespit sonarı da Türk Deniz Kuvvetlerinin gözbebeği TCG Anadolu’da bulunuyor. Ayrıca MİLGEM İstif (I) Sınıfı Fırkateyn Projesi kapsamında üretilecek 6, 7 ve 8’inci gemilerde de bu sistemin kullanılacağı biliniyor.
Türkiye aslında Aras-2023 ile çok pahalı bir yolculuğun ilk ve belki de en kritik adımlarından birini atıyor. Çünkü ARMELSAN, milli kaynaklarla ‘sonar ailesi’ oluşturuyor ve ilk ürün olarak Aras-2023 dikkat çekiyor. Bu da gelecekte farklı görevleri üstlenebilecek farklı türde sonarların üretileceği anlamına geliyor.
